SGK’nın ameliyat ücretinin bir kısmını karşılamak için çeşitli kıstasları vardır. Bunlar;

  • Vücut Kitle İndeksi’nin 35 üstü olması ve beraberinde
  • Şeker Hastalığı
  • Hipertansiyon gibi yandaş hastalıkların olması veya
  • Vücut Kitle İndeksi’nin 40 ve üzeri olması durumunda yandaş hastalık gözetilmez.

Ancak unutulmamalıdır ki SGK ameliyatın sadece bir kısmını karşılamaktadır.

Zayıflama ameliyatları 18 ile 65 yaş arasına uygulanmakla birlikte; kişinin yandaş hastalıkları, uygulanan tedavilere yanıt vermemesi ve hayati tehlikesi bulunması durumunda 18 yaş altındaki hastalara ailenin onayıyla bu ameliyatlar yapılabilmektedir.

Obezite cerrahisi yapılmadan önce tüm hastalarımıza rutin olarak;

  • Genel check-up
  • Full kan tahlili
  • Anestezi Muayenesi
  • Dahiliye Muayenesi
  • Kardiyoloji Muayenesi
  • Psikiyatri Muayenesi
  • Endokrinoloji Muayenesi
  • Gastroskopi 
  • EKG
  • Solunum Fonksiyon Testi
  • Karın Ultrasonu yapılır

Tüm bu muayeneler 1 günde tamamlanır ve ameliyata engel herhangi bir durum yoksa ameliyatı planlanır.

Zayıflama ameliyat yöntemlerinin hangisini olursanız olun, ameliyattan 2 gün önceden itibaren hasta sıvı gıdalar tüketmeli. Ameliyattan önceki gece 24.00 itibariyle de oruç tutar gibi her hangi bir gıda ve su içmeden hastaneye gelinmesi gerekiyor. 

Alınacak anesteziyi olumsuz yönde etkilememek için ameliyata 10 gün kaladan itibaren sigara ve bitki çayı içiminizi de durdurmanızı öneriyoruz.

  • Ameliyatla midenin çıkarılan kısmı, açlığı tetikleyen Ghrelin hormonunun en fazla salgılanan kısmı olduğu için sadece yenen besin miktarı azalmaz aynı zamanda yeme isteğinde de azalma gerçekleşir.
  • Yapılan bu ameliyatla, besinin mideden ince bağırsağa geçişini kontrol eden mekanizması bozulmadığı için Dumping sendromu gözlenmez.
  • Hipertansiyon, diyabet ve uyku apnesi gibi obeziteye bağlı hastalıklarda, ameliyattan sonra %70-80 oranında düzelme görülebilir.
  • Gerekli olduğu durumlarda diğer obezite cerrahi ameliyatlarına dönüştürülebilir.
  • Tüp Mide ameliyatın da vücuda herhangi bir  yabancı cisim yerleştirilmez.

Tüp mide veya diğer adıyla mide küçültme ameliyatı, midenin kapasitesini küçültmek için yapılan bir operasyondur. Halk arasında kapalı ameliyat olarak bilinen laparoskopik yöntemle gerçekleştirilen tüp mide ameliyatında, hastanın midesinin yüzde 80 ila 85’lik kısmı dikey olarak boru şeklinde çıkartılır. Ameliyattan sonra kalan midenin hacmi yaklaşık 100 ila 150 ml kadardır. Bu operasyon sonrası midenin çok büyük bir kısmı çıkarıldığından, görelin hormonu yani açlık hormonu seviyesi de çok büyük oranda azalır. Bu sayede hasta daha çabuk tokluk hissine kavuşur ve yenilen yemek miktarı ciddi azalır.

Tip2 Şeker Ameliyatı olarak da bilinen Metabolik Cerrahi, aşırı kilo alımına bağlı ortaya çıkan başta diyabet, hipertansiyon vb. metabolik hastalıkları ortadan kaldırmayı hedefleyen ve birkaç farklı cerrahi yöntemi kapsayan ameliyatlar bütünüdür. Hem diyabeti hem de obeziteyi kontrol altına alan metabolik cerrahi, kapalı yöntemle gerçekleştirilir.

Obezite cerrahisinin altın çocuğu olarak bilinen Gastrik Bypass ameliyatında, laparoskopik yöntemle midenin yüzde 5 ila 10’luk kısmı zımbalar yardımı ile ayrılıp direkt ince bağırsakların başlangıç kısmına bağlanır. Ayrılmış olan ince barsak kısmı da daha aşağıdan ince barsakla birleştirilir. Geriye kalan mide ise devre dışı bırakılır. Bu operasyon sayesinde hem mide kapasitesi azaltılmış olur hem de safra ve sindirim enzimleri barsak dolaşımına daha aşağıdan katıldığı için yenilen gıdalardan vücudun faydalanması daha az olur. Bu da hastanın aldığı gıdanın çok az bir kısmını metabolize etmesinden ötürü kalori alımını azaltır. Bu ameliyatta tüp midede ki gibi midenin çıkarılması söz konusu değildir.

Revizyonel Bariatrik Cerrahi, obezite ameliyatı geçiren hastaların kilo verimi durduktan sonra hızla kilo almaya başlaması durumunda uygulanır. Revizyonel Bariatrik Cerrahi; mide küçültme, mide kelepçesi, gastrit bypass operasyonlarının hepsinde uygulanabilir. Bu ameliyatta ya mide küçültülür ya da gastrit bypass operasyonu yapılarak devam edilir.

Mide Balonu, hastanın herhangi bir cerrahi operasyona ihtiyaç duymadan 15 ila 20 kg arasında kilo vermesini sağlayan girişimsel işlemdir. Bu işlemde genel anestezi almaya ihtiyaç yok. Hafif uyku verici ilaç olarak bilinen sedasyonla, 10 ila 20 dakika arasında gastroskopi yöntemi ile gerçekleşir. 400 ila 700 cc sıvı veya hava ile şişirilen mide balonu, mide doluluğunu arttıracağı için fazla gıda alımını engeller ve hasta hastaneden çıktığı andan itibaren kilo vermeye başlar. Bu işlemden sonra hasta, hastanede yatış yapmaz. Hemen sosyal hayatına geri dönebilir. Takılan balon ise 6 ila 1 yıl arasında midede kalabilir. Hastalarımızın kalıcı kilo verebilmesi için mutlaka diyetisyenle çalışmasını tavsiye ediyoruz. Çünkü takılan balon çıkarıldıktan sonra kilo almamak için yeme alışkanlıklarının mutlaka değişmesi gerekir.

Laporoskopik olarak yapılan tüm ameliyatlarda ağrı, açık yöntemlere göre en minimal seviyedir. Trokarların sokulduğu deliklerde hafif sızlama şeklinde gerçekleşir. Bu ağrıyıda doktorunuzun yazdığı ağrı kesicilerle atlatmanız mümkün.

Tabi ki mümkün. Ancak bunun bazı sebepleri var;

  • Mideyi alabileceğinden fazla besinle zorlamak
  • Hızlı yemek yemek
  • Yeteri kadar çiğnemeden yiyeceklerin yutulması

Bunları önlemek için öncelikle eski yemek yeme alışkanlıklarınızı tamamen unutmalısınız. Bulantıların önüne geçmek için doygunluk hissedildiği an yemek yemeye devam edilmemelidir. Lokmalar küçültülüp iyice çiğnenmeli ve yavaş yenmelidir. Yani kısacası yemek yeme temponuzu çok ciddi düşürmelisiniz. Tıpkı bebekler gibi beslenmelisiniz.

  • Midenin çıkarılan kısmı açlığı tetikleyen Ghrelin hormonunun en fazla salgılanan kısmı olduğu için sadece yenen besin miktarı azalmaz aynı zamanda yeme isteğinde de azalma gerçekleşir.
  • Besinin mideden ince bağırsağa geçişini kontrol eden mekanizmayı bozmadığı için Dumping sendromu gözlemlenmez.
  • Hipertansiyon , diyabet ve uyku apnesi gibi obeziteye bağlı hastalıklarda ameliyattan sonra %70-80 oranında düzelme görülebilir.
  • Gerekli olduğu durumlarda diğer obezite cerrahi ameliyatlarına dönüştürülebilir.
  • Vücuda yabancı bir cisim yerleştirilmez.

Laporoskopik olarak yapılan tüm ameliyatlarda ağrı, açık yöntemlere göre en minimal seviyedir. Trokarların sokulduğu deliklerde hafif sızlama şeklinde gerçekleşir. Bu ağrıyıda doktorunuzun yazdığı ağrı kesicilerle atlatmanız mümkün.

Tabi ki mümkün. Ancak bunun bazı sebepleri var;

  • Mideyi alabileceğinden fazla besinle zorlamak
  • Hızlı yemek yemek
  • Yeteri kadar çiğnemeden yiyeceklerin yutulması

Bunları önlemek için öncelikle eski yemek yeme alışkanlıklarınızı tamamen unutmalısınız. Bulantıların önüne geçmek için doygunluk hissedildiği an yemek yemeye devam edilmemelidir. Lokmalar küçültülüp iyice çiğnenmeli ve yavaş yenmelidir. Yani kısacası yemek yeme temponuzu çok ciddi düşürmelisiniz. Tıpkı bebekler gibi beslenmelisiniz.

Ameliyattan 1 ay sonra her türlü ilacınızı kullanmaya devam edebilirsiniz. Ancak ağrı kesicileri dikkatli kullanmanız önerilmektedir. Mümkün olduğunca asprin, apranax türü ilaçları tercih etmeyin. Beraberinde mide ilacı ve bol suyla tüketmeniz önerilmektedir.

  • Su geçirmeyen pansuman bantları sayesinden ameliyat olduğunuz günden itibaren duş alabilirsiniz.
  • Ameliyattan sonra evde 10 gün istirahat etmenizi öneriyoruz. Neticede vücut yeni kapasitedeki mideye ve yeni tüketim davranışlarına alışmaya çalışıyor. Masa başı iş yapanlara istemeleri durumunda 10. günden itibaren işlerine geri dönebileceklerini söylüyor. Ama fiziksel aktivite gerektiren işlerde çalışan hastalarımıza 30 gün istirahatten sonra başlamalarını öneriyoruz. Ameliyattan sonra rutin olarak tüm hastalarımıza iş yerlerine vermeleri için 30 gün rapor veriyoruz.

Unutulmamalıdır ki; nikotin dokuların beslenmesini ve iyileşmesini azalttığı için kaçak gelişme riskinden ötürü ilk 15-30 gün sigara içilmesini önermiyoruz.

İçerisindeki yoğun şekerden ötürü ve mideye vereceği alkolün zararlarından ötürü ameliyattan sonraki ilk 6 ay kesinlikle önermiyoruz. 

Sadece kahve değil, kafein içeren tüm ürünlerden en az 1 ay uzak durulmalıdır. Çünkü kafein içeren ürünler bağırsak hareketlerini hızlandırarak iştahınızın artmasına sebebiyet verebilir.

Ameliyatınızın gerçekleştiği günden itibaren ilk 1 yıl kola, gazoz, soda gibi asitli ve gazlı içeceklerden tamamen uzak durmanızı istiyoruz. Çünkü bu tür içecekler midenin iyileşme sürecini oldukça olumsuz yönde etkilemektedir.

Anestezi alıp ciddi bir operasyon geçirdiğiniz için yüksek efor gerektiren cinsellikten, 30 gün kadar uzak durmanız gerekmektedir.

Tüp mide ameliyatı olan hastaların hızlı kilo verirken kayıbın kastan değil yağdan olmasını istediğimiz için günlük 60 ila 90 gram arasında protein tüketmesi gerekmektedir. Ancak ameliyattan sonraki ilk iki hafta Berrak Sıvı Dönem ve Koyu Sıvı Dönem olduğu için vücudun ihtiyacı kadar protein alınamamakta ve bu yüzden doktorunuzun vereceği ve eczanelerde satılan protein takviyeleri almanız gerekmektedir.

 

Kilo verme sürecinin ilk gününden itibaren kişisel antrenörlerle çalışmanızı öneriyoruz. Bu sayede vücudunuzda oluşacak sarkmaları en az indirebilirsiniz. Yine de sarkmalar oluşuyorsa o zaman zayıflama ameliyatından 1 yıl sonra gerdirme ameliyatlarınızı yaptırmanızı tavsiye ediyoruz. Unutmayın ki ameliyata bağlı kilo verme süreci 18 ay boyunca devam etmektedir. Sıkılaşma ameliyatından verimli sonuç almak istiyorsanız en erken 1 yıl en ideal olarak ise 18 ayı beklemenizi tavsiye ediyorum.

Ameliyatın üzerinden 3 hafta geçtikten sonra doktorunuzun muayenesi sonrası denize veya havuza girebilirsiniz.

  • Gerçekleştirilen operasyonlardan sonra ameliyatın verdiği strese, vitamin ve mineral eksikliklerine, besin alımındaki yetersizliğe ve su tüketimindeki yetersizliğe bağlı olarak saç dökülme problemleriyle karşılaşmaktayız. Bütün bu eksikliklerin giderilmesine rağmen, vücudun kalori alımındaki azalma ve metabolik dengenin ani değişimi nedeniyle saç dökülmeleri meydana gelebiliyor. Ancak alınan magnezyum ve selenyum destekli vitaminler sayesinde bu dönem en az dökülme ile sonuçlanmaktadır. 
  • Psikiyatrik rahatsızlıkları olanlara (Psikiyatri eşliğinde tedavi olması durumunda ve psikiyatri uzmanının onay vermesiyle gerçekleştirilebilir)
  • Alkol bağımlılığı olanlara
  • Madde bağımlılığı olanlara
  • Kanser hastalığı olanlara
  • Genel anestezi alamayacak durumda olanlara
  • Tedavi edilmemiş mide hastalıkları olanlara

Tüp mide ameliyatı uygulanamaz.